5 Kasım 2017 Pazar

Anna Karenina/Devlet tiyatroları/2017



Anna Karenina / Devlet Tiyatroları /2017
Yaşadığı yasak aşkı yüzünden hayatından olan güzel Anna Karenina'nın romanını bilmeyen yoktur.
Aslında roman yalnızca bir yasak aşkı anlatmaz. Tolstoy tam bir dönem romanı yazmış ve aristokrasiyi de yerden yere vurmuştur romanında. Rivayet olur ki romanın karakterlerinden Konstantin Levin aslında kendisidir.
Anna Karenina'nın romanını okumuştum yıllar yıllar önce. Sonra iki filmini de seyrettim biri 2007, biri de 2012 yapımı.
Herbirini ayrı sevdim. Hele 2012 yapımı filmi çok beğenmiştim çekim teknikleri açısından. Sinemada adeta bir tiyatro izletiyordu yönetmen bize..
"E bu kadar geçmişimiz, iletişimimiz olan Anna Karenina artık beni nasıl şaşırtabilir, hem de tiyatroda" diyerek gittim bugün Çayyolu Cüneyt Gökçer sahnesine..Hem de yağmurlu, gri bir Ankara öğleden sonrasında, içim epeyce kararmış halde..
Şaşırtırmış meğer.. Bir yönetmen, bir dekor, bir ışık, muhteşem oyuncular, danscılar ve sanki o müzikler olmasa herşey epey eksik kalacakmış gibi hissettiğiniz içinizde patlayan müzikler; şaşırtıp iki perde oyunu bir solukta, hayranlıkla izletirmiş.
Şöyle anlatayım...Bir dekor var ama yok aslında. 3 boyutlu görünen, alçalan, yükselen ve her alçalışın, yükselişin başka duygulara karşılık geldiği bir tavan var sadece..
Bir de oyuncuların biteviye taşıdığı bavullar, sandalyeler, kırmızı uzun kurdaleler, beyaz uzun çarşaflar, ipler, küçücük masalar..Hepsi metafor.. Hepsinin bir karşılığı var..Kan, üzüntü, sıkıntı, affediş, içimizdeki yükler, kafa karışıklığı, ölüm, acı...
Oyuncuların hepsinde mikrofon var.. Oyunun tümünde çalan müzik nedeniyle replikleri duyabilelim diye belli ki.. Ama nefeslerini de duyuyorsunuz, sıkıntıda, karmaşada, aşkta, kavgada, hastalıkla ritmi ve derinliği değişen nefesleri duymak sizi yaşanılan duyguların içine çekiyor, bırakmıyor.
Oyuncuların çoğu beden dilini çok iyi kullanan danscılar.. Yazarak tarif edemesem de şunu diyebilirim en azından..Bedenlerin her deviniminin  ruhlarda kopan her bir fırtınayı birebir verebilmesi çok sarsıcıydı.
Filmleri yorumlarını yazarken, bu oyunu yazdığım kadar zorlanmamıştım..
Hatta yazmasam mı diye de düşündüm belki tam olarak hissettiklerimi yansıtamayabilirim diye..
En iyisi, Ankara'da yaşıyorsanız bu oyunu görün.. Ve hatta başka şehirlerdeyseniz de bir Ankara gezisi planlamaya değer bu oyun için..