Kim Ji-Young:Born 1982
Yapım yılı:2019
"Kadınların kaburgadan yapıldığına, kadınları bile inandıran neydi Birhan?
Asıl mesele diyorsan buraya dönelim, şimdiye
Söyle artık başımıza bu işleri açan yine erkekler değil miydi?
Dönelim Van'da bir kadına, dönelim Mardin'e, dönelim İzmir'e
Dönelim Birhan bak geç oluyor evimize dönelim
Bize bunları söyleten neydi, gülerken ağız kapatmayı, ağlarken saklamayı
Her lafa karışmamayı, yazmamayı Birhan, çizmemeyi bize dayatan kimlerdi
Giydiğimiz etek boyuna, doğuracağımız çocuğa karar verenler kim
Kadınlar ilk sevişmesinde neden babasının yüzünü gördü
Küçücük kızlar dedesi yaşındaki adamlarla neden
Neden genelevler var, neden bir kadın otobanda
Ütü reklamında bir kadın çıplak
Otomobil fuarında bir kadın öyle arabalar üstünde, neden
Doğum günlerimizde bize mutfak robotu hediye edenler kimlerdi
Şakağımıza silah dayayanlar kimler, kimlerdi Birhan? "
Kadın şiddetine bir ağıt/Birhan Keskin-Aslı Serin
1982 doğumlu Kim Ji-Young filmini seyrettiğimde, yurdumda bir kadının hikayesini izlemiş gibi oldum. Çünkü o kadar çok ki yanımda, yöremde, bende Kim Ji-Young'un hayatından izdüşümler.
30'larında, evli, küçük bir bebeği olan bir kadın, filmimizin kahramanı. Doğum yaptığı için çalışma hayatını noktalamış. Hayatı ev işleri, bebeği, eşi arasında geçerken giderek psikolojik sorunları başlar. Olduğu kişi ile olmak istediği kişi arasındaki çatışma onda kişilik bozukluğuna yol açar.
Bu problemleri ortaya çıkınca eşi ona yardım etmek için çeşitli yollar denemeye çalışsa da Güney Kore'de aileler çekirdek aile değildir. Bizdeki gibi...Kendi ailesi ve eşinin ailesi de devreye girince işler daha da zorlaşacak ve Kim Ji-Young'un sorunları artacaktır.
Keyif kaçırıcı olacağından filmin hikayesinin bundan sonrasını anlatmayacağım.
Anlatabileceğim kadının hikayesi. Güney Kore'de olsun, Türkiye'de olsun ne kadar benzer hikayeler.
Doğduğuna kız olduğu için sevinilmeyen, eğer erkek kardeşi varsa eğitim önceliği ona verilmeyen, hatta erkek kardeşi okusun diye çalışan kız çocukları. Suyunu bile kalkıp almayan erkek kardeşlerine hizmet eden, anne, babasına hizmet eden ama yine de erkek kardeşi kadar sevilmeyenler.
Taciz edildiğinde, babasının güvenli kollarında medet ararken, babası tarafından eteğinin boyu kısa ya da gülümsemişsindir de ondandır diye hep kabahat bulunanlar.
Evlendiğinde çocuğu yapma zamanını kendisinin istediği zaman değil de, ailelerin baskısına göre karar verenler.
Her tatilini eşin ailesinin yanında kayınvalidesine mutfakta yardım ederek geçirenler.
Yorgunluktan ölse bile yorgunum diyemeyenler.
İşyerindeki erkek arkadaşlarının sohbetlerine cinsel malzeme olanlar, ama işlerini kaybetmemek için seslerini çıkaramayanlar.
Çocuğuna bakacak kimsesi olmadığı için, kariyerini noktalamak zorunda kalınca da, dışarıdaki insanların gözünde koca parası yiyen parazit oldukları düşünülenler.
Dedim ya bu benim, senin, çoğu kadının hikayesi, yenilgisi, başkaldırısı, kimi zaman yerden yere vuruluşu, hatta kimi zaman öldürülüşü.
Filmde Ji-Young'un bilinçsiz de olsa, psikolojik bir kişilik değişimi yaşarken, karşı çıkışları ve karşı çıktığı kişiler ile olan diyalogları beni çok etkiledi. Çocukluğundan beri yaşadıklarının bilinç altından, başka bir kimlikle bilinç üstüne çıkışı gibiydi adeta.
Ve Ji-Young'un eşi ve annesi. Eşi, öğretilmiş kalıplara, kültürel değerlere ve annesinin baskılarına rağmen doğru yerde durabildi.
Anne ise.. Ah o kocasına, yılların biriktirdiği isyanını haykırışı. Kadının gücü bu işte diye bir kez daha gösterdi bana.
Film, aynı adlı bir romandan uyarlama. Yayınlandığı 2016 yılında çok ses getirmiş ülkede.
Filmin yönetmeni bir kadın Kim Do-Young. Oldukça başarılı bir iş çıkarmış. Zor bir konuyu duru, akıcı ve sakin bir üslupla anlatmış.
Seyredin derim..
"Dünyaya bir kadın eli değse
Şöyle ağır bir halı gibi çırpılsa
Tozlar havalansa" Didem Madak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder