Sinema sanatını çok seviyorum. Okumayı çok seviyorum.Yazmayı en çok seviyorum. Bir filmi izledikten, bir romanı okuduktan sonra düşüncelerim kelimelere dökülüyor. Ve ben o filmi , o romanı hep hatırlıyorum kendi kelimelerimle. Bir sanatı yorumlamak beni de o sanatın içine dahil ediyor ve bundan büyük keyif alıyorum. Bunu geç farkettim..Ama iyi ki farkettim....
9 Şubat 2014 Pazar
NEHİR (2014)
Ankara Devlet Tiyatroları/Oda Tiyatrosu
''Nehir ''
Önce Amalia Rodrigues'in ''meu amor neu amor'' şarkısını açtım bir bardak şarap eşliğinde...
Ve yazmaya başladım oyunun bana düşündürdüklerini...Sanıyorum ve eminim ki artık, eğer bir oyun, bir film, bir konser, bir roman beni düşüncelere gark ediyorsa ''o'' benim için iyi...ben o zaman seviyorum ''o'' nu..
12 Eylül...DAL'da işkence görmüş bir kadın..ve onun evine kiracı arkadaş olarak gelen bir gizemli kadın..
12 Eylül'ün ve faşist bir yönetimin bireyler üzerindeki etkileri.
Buna rağmen hayata tutunma çabaları..
Belki bilindik bir öykü..Defa defa okuduğumuz, seyrettiğimiz.
Ama her seyredişimde defa defa kahrolmam..Ve her kahrolmamın içinde bunları yaşadık da unuttuk mu utancı düşüyor içime, bir kez daha hatırlatılana kadar.
Ve kaç yıl geçmesine rağmen hala herşeyin aynı olduğunu görmenin ümitsizliği.
Nostaljik bir Oda Tiyatrosu..Oyuncularla içiçe olmak daha mı çok etkiliyor insanı acaba?
Şahane müziklerle bezenmiş bir oyun..Amalia Rogrigues..Inti Illimani..Victor Jara...özenle seçilmiş şarkılar ve her şarkının öyküsü...
Dekor 80'ler..Küçük ayrıntılar, alıp götürüyor insanı geçmişe..
Oyun tek perde...
Eleştirebileceğim tek şey oyunun kısa olması ile bazı şeylerin havada kalması, tamamlanmamış duygusu..
Ve genç oyuncunun biraz daha pişmesi gerektiği..
Ama bunlar önemsiz kalıyor bunca yaşanan acıyı hatırladığınızda...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder