Sinema sanatını çok seviyorum. Okumayı çok seviyorum.Yazmayı en çok seviyorum. Bir filmi izledikten, bir romanı okuduktan sonra düşüncelerim kelimelere dökülüyor. Ve ben o filmi , o romanı hep hatırlıyorum kendi kelimelerimle. Bir sanatı yorumlamak beni de o sanatın içine dahil ediyor ve bundan büyük keyif alıyorum. Bunu geç farkettim..Ama iyi ki farkettim....
23 Nisan 2018 Pazartesi
The Florida Project / 2017
"En sevdiğim ağaç neden bu, biliyor musun?
Çünkü yıkılmış ve hala büyümeye devam ediyor..."
Diyordu filmin bir yerinde Monee, arkadaşı Jancey ile birlikte yıkılmış bir ağacın üstünde, yardım için dağıtılan ekmeklerine reçel sürüp yerlerken.
Çocuklar....Yarattıkları masalsı dünyaları ile zor koşullara direnebilen, kurdukları oyunlarla gerçeklerin acısını hafifletmeyi başarabilen çocuklar...
Bu filmde Sean Baker, o dünyaya, çocukların dünyasına taşıyor bizi.
Florida'da eğlence dünyası Disney World'un hemen dibindeki ucuz motellerde yaşayan çocukların dünyasına.
Adları ve renkleri ile Disney otellerini taklit eden Magic Castle ve Futureland'de yaşayan Monee, Scotty ve Jancey yakın arkadaştırlar. Okulları yaz tatilinde olduğu için kimi zaman arabaların camlarına tükürerek, kimi zaman turistlerden topladıkları bahşişlerle alabildikleri tek dondurmayı sırayla yiyerek, kimi zaman da terkedilmiş banliyö evlerini keşfe çıkarak zaman geçirmektedirler.
Monee'in annesi Halley, sürekli bir işi olmayan, turistlere ucuz parfüm satarak gelir sağlamaya çalışan, isyankar ve ama bir o kadar da kızına sevgi dolu ve yaptığı tüm yaramazlıklara umursamazlıkla yaklaşan bir kadındır.
Scotty ise çalışan bir kadın Ashley'in oğludur. Kafe'de çalışan Ashley çalıştığı mutfaktan yemek vererek Monee ve Halley'e destek olmaktadır.
Jancey'in ise onu çocuk yaşta doğurmuş olan annesi ortalarda yoktur ve anneannesi ile birlikte yaşamaktadır.
Çocukların oyunları bir evi yakmak ile sonuçlanınca, Ashley, oğlu Scotty'nin Monee ile arkadaşlığını engeller ve kendisi de Halley ile görüşmeyi keser.
Artık Monee ile Jancey ikilidir oyunlarında.
Baker, çocukların boyu hizasında tuttuğu kamerası ile bizi de bu oyunların içine alır ve bu dünyayı çocukların gözüyle izlemeye başlarız.
Zaman zaman Monee ile sokakları birlikte keşfe çıkarız, kimi zaman odasına müşteri aldığında, annesinin banyoya kapattığı Monee ile bebeğimizin saçlarını yıkarız, kimi zaman da Monee'nin doymak bilmez iştahı ile yediği yemeklere ortak oluruz.
Monee ve Halley anne kızdan çok abla kardeş görüntüsü verir bizlere..Beraber dans eden, beraber küfreden, beraber para kazanmaya çalışan abla kardeş..
Motel müşterilerine neredeyse günün her saati hizmet veren motel sorumlusu Bobby, Monee ve Halley'e bir baba gibi destek olmaktadır. Kimi zaman onları koruyarak, kimi zaman tehlikeleri bertaraf ederek...Leyleklere yol gösterecek kadar temiz yürekli bu adam, sanki motelin kurtarıcı meleğidir.
Ama onun da yapacaklarının bir sınırı vardır elbet.
Ailelerin varlığını sürdürmek için uygun koşulları oluşturmakta kaplumbağa yavaşlığında olan hükümet, yasal olmayan bir durum karşısında aileyi bölmekte jet hızı ile davrandığında, ne Bobby'nin ne de Halley'in gücü yetmez olacakları durdurmaya.
Film sarsıcı bir final ile sonlandığında, Monee'in yanaklarından dökülen yaşların da ortağıyızdır artık.
Sean Baker, kamera kullanımı ve arka fon renkleri ile bizi bu masalın içinde dolaştırırken, masal ile gerçekleri öyle güzel ve doğal harmanlıyor ki dramatize etmeden belgesel tadında ama bir o kadar da hayatın akışı gibi seyrettiriyor anlatmak istediklerini.. Bu akış içinde, Amerika'da çoğu kişinin, kapitalist düzenin nimetlerinin hem dibinde hem de ulaşamayacakları kadar fersah fersah uzağında olduğunun çok kalınca olmadan altını çiziyor.. Aile kavramının ise artık yok olmaya doğru evrildiğinin de.. Filmde ya babasız, anneleri ile büyüyen, ya annesiz, babaları ile büyüyen çocuklar çoğunlukta.. Neredeyse, motelde yaşayanlar içinde çekirdek aileyi görmüyoruz.
Filmde çocuk oyuncuların performansı olağanüstü.. Özelllikle Monee'yi oynayan Brooklyn Prince...Hele annesini oynayan Bria Vinaite ile uyumu şaşırtıcı..
Willem Dafoe, Bobby rolünde ise muhteşem bir oyunculuk sergiliyor.. Rolüne hazırlanmak için motelde bir süre kalmış Dafoe..
Filmin adı Florida Project ise, Disneyland'in yapım aşamasındaki adı imiş...
"Dalga mı geçiyorsun, düşler mi kuruyorsun
Öyle sonsuz, sınırsız düşler kur ki çocuğum
Düşlerini som somut görüp şaşsınlar
Böyle bir dalgacı daha dünyaya gelmedi desinler
Dünyada yapılmamış işler çoktur çocuğum
Derlerse ki bu işler bişeye yaramaz
De ki bütün işe yarayanlar
İşe yaramaz sanılanlardan çıkar" Aziz Nesin
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder