5 Ocak 2016 Salı

The Lobster / 2015


Bugüne kadar ilişkiler, evlilik, toplum baskıları hakkında çok film seyretmeme rağmen, bu kadar çarpıcı anlatılmışını seyretmemiştim.
Evet film beni çarptı. Yönetmen Yorgos Lanthimos distopik bir film yaratmış.
Yakın gelecekte, ütopik bir dünya...Bu dünyada yalnız olmak yasak. Yalnızlar bir otele kapatılıyor. Belirli bir süre içinde bir ilişki kurmayı başaramayan, en çok dönüşmeyi istediği hayvana dönüştürülüyor.
Öte yanda toplum baskısından kaçan ve ormanda yaşayan yalnızlar topluluğu var. 
İlginç olan, hem otelde hem de ormanda kendine göre kuralların olması, ve bu kuralların çok faşizan bir biçimde uygulanması...
Otelde birşey hissetmediği halde hissetmiş gibi yapan insanlar,  yalnız kalmamak uğruna öylesine evlilik yapan ve sonra da 'miş' gibi yaşayan toplum insanlarını öylesine güzel hicvediyor ki..Yalnız olursan saldırıya uğrarsın, yalnız olursan tek başına ölürsün, yalnızlık toplum tarafından iyi karşılanmaz , bir iki ortak nokta bile bir arada olmak için yeterlidir gibi, çocukluğumuzdan beri beynimize işlenen düşünce kalıplarının hepsini bu distopik otelde görüyoruz.
Öte tarafta yalnızların bildik argumanları olan sana karışan hiç kimse yok, istediğin zaman müzik dinleyebilirsin, istediğin zaman yürüyüşe çıkabilirsin, istediğin zaman birileri ile sohbet edebilirsin ama istediğin zaman ilişki kuramazsın, öpüşemezsin, sevişemezsin şeklindeki toplum baskılarını ve bunu yapanların cezalandırılışını olanca açıklığı ile gösteriyor ormanda yaşayan ve yalnızlığı tercih eden insanlar arasında.
Ama..Aşk kural tanımaz ya.. Ormanda da bir kadın ve bir erkek birbirlerine aşık oluyorlar. İşte orada,  birşey hissettikleri halde hissetmiyor gibi davranmanın zorluğu başlıyor.
Colin Farrel çok farklı bir görüntüde..Bu film için epey kilo almış. Ben oyunculuğunu çok beğenmedim, donuk geldi bana..Belki de verilmek istenen buydu. Ama Rachel Weisz çok iyi oynuyor.
Filmin sonu bence güzel olmuş..
Hani derler ya aşk insanın gözünü kör edermiş. Bence kör olmak, bunu anlatan bir metafor. Son olarak, aslında belirli bir olay yok. Sadece uzun süre perde kararıyor. Ve bu karanlık bize neler olup bittiği hakkında epeyce bir ip ucu veriyor. 
Ve karanlık perdede bir şarkı çalmaya başlıyor.
'Τι ειναι αυτο που το λενε αγαπη
Τι ειναι αυτο
Τι ειναι αυτο'
'Bu aşk dedikleri şey nedir
Nedir
Nedir'

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder