Sinema sanatını çok seviyorum. Okumayı çok seviyorum.Yazmayı en çok seviyorum. Bir filmi izledikten, bir romanı okuduktan sonra düşüncelerim kelimelere dökülüyor. Ve ben o filmi , o romanı hep hatırlıyorum kendi kelimelerimle. Bir sanatı yorumlamak beni de o sanatın içine dahil ediyor ve bundan büyük keyif alıyorum. Bunu geç farkettim..Ama iyi ki farkettim....
21 Ocak 2016 Perşembe
SPOTLIGHT / 2015
''Fakir bir ailenin fakir bir çocuğuysan eğer, inanç çok önemlidir.Bir rahip sana ilgi gösterdiğinde bu çok önemli bir olaydır. Senden bağış toplamanı ya da çöpü dökmeni isteyebilir. Bu seni özel hissettirir. Sanki tanrının yardım istemesi gibi..
Sana müstehcen bir şaka yaptığında bu garip olabilir ama artık ortak bir sırrınız vardır. Ardından yalnız kaldığınızda size porno dergiler göstermeye başlar. Tekrar, tekrar ve tekrar..Birlikte vakit geçirirsiniz. Ta ki....Ağzını onu rahatlatmak için kullanmanı isteyinceye dek..Halen gitmeye devam edersin. Çünkü kapana kısılmış gibi hissedersin. Seni tımarlamıştır. Sonuçta tanrıya hayır diyemezsin değil mi?
Bunun yalnızca fiziksel bir istismar olmadığını anlamak önemli..Bu aynı zamanda ruhsal bir istismar. Bir rahip sana bunu yaptığında inancını da çalar. Sonunda ya bir iğneye ya da bir şişeye ihtiyaç duyarsın..Bunlar da işe yaramazsa bir köprüden atlarsın. ''
Bir rahip tarafından, 11 yaşında istismara uğramış ve kendisini ''kurtulanlar'' dan biri olarak tanımlayan ve tüm kurtulanlar için bir yardım kuruluşu kuran ve çocuk istismarı yapan rahiplerin yargılanması için uğraşan genç bir adamın sözleri bunlar.
Yıllardır, kilisenin örtbas ettiği, yüzlerce istismar mağduru ve buna neden olan onlarca rahip , aslında bu olayı,çoğu kişinin bildiği, ama görmezden geldiği Boston şehrinde yaşamaktadırlar.
Boston Globe gazetesine yeni atanan bir editör, Spotlight ekibinden bu konunun üstüne gitmelerini ister. Konu üstüne gidildikçe dallanıp budaklanır, sadece kilisenin değil, şehrin avukatlarının, üst düzey yetkililerinin de bu koruma kalkanında yer aldığı ortaya çıkar.
Amaç kiliseyi korumaktır.
Konu, hele ki ülkemizde çok tanıdık ve bildik. Konunun kahramanları, din ve din adamları olunca yapılan kötülüklerin, çocuk istismarı da olsa, hırsızlık da olsa, aklınıza gelmeyecek binbir dalavere de olsa, görmezden gelinmesi, hasır altı edilmesi ve hatta yok sayılması..
Yeter ki din elden gitmesin, dini kurumlar yara almasın..
Film, güzel kurgulanmış ama çok ağır bir havası var...Galiba, konu istismar olunca film de ağırlaşıyor. Oyuncular iyi ama bir tepkisizlikleri var yaşanan bunca olay karşısında.. Belki de yönetmen, toplumun genel tepkisizliğini bu şekilde gösteriyor bize.
Filmi seyrettikten sonra, düşündüm de..Aslında uzun zamandır düşündüğüm birşey bu..
Din diye birşey olmasaydı eğer, dünyamız daha mı yaşanası bir yer olurdu?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder