Sinema sanatını çok seviyorum. Okumayı çok seviyorum.Yazmayı en çok seviyorum. Bir filmi izledikten, bir romanı okuduktan sonra düşüncelerim kelimelere dökülüyor. Ve ben o filmi , o romanı hep hatırlıyorum kendi kelimelerimle. Bir sanatı yorumlamak beni de o sanatın içine dahil ediyor ve bundan büyük keyif alıyorum. Bunu geç farkettim..Ama iyi ki farkettim....
12 Ocak 2016 Salı
Room (Gizli Dünya) / 2015
Filmin, Amerika'da bir psikopatın genç bir kızı kaçırıp 7 yıl bir odaya kapatmasını, ve bir de kızın o odada dünyaya getirdiği çocuğunu 5 yaşına kadar büyütmesini anlattığını söylesem, çok da sıradan bir öykü der çoğunluk..
Ama gelin görün ki bu öyküden muazzam bir film çıkıyorsa eğer, bunda kuşkusuz anne ile oğlunu oynayan iki muazzam oyuncunun payı ve yönetmenin payı çok büyük..
Yönetmen tüm film boyunca bizi tetikte tutmayı, bazen gülümsetip bazen gözlerimizde iki damla yaş oluşturmayı, düşündürmeyi, ince detayları gösterebilmeyi, hayatın karanlık ve aydınlık yüzünü, sorgulatmayı çok iyi başarmış.
Anne ve oğlunu oynayan iki oyuncunun kendi bireysel muhteşem performanslarının yanında, uyumları kusursuz..
Film sizi küçüçük bir odadan alıyor ve içiçe geçmiş başka odalara, başka açılara, başka düşüncelere, başka sorulara götürüveriyor.
Kendi güvenli sınırlarımızda yaşamak mıdır mutluluk, yoksa bizi korkutsa da başka limanlara açılmak mıdır?
Alışkanlıklar mıdır bizi hayata bağlayan, yoksa ne olursa olsun üstüne gitmek midir yeni deneyimlerin?
Büyüdükçe daha mı korkusuz oluruz , yoksa deneyimleri olmayan çocuklar mı daha korkusuzdur bu dünyada?
Aslında bizi büyüten çocuklarımız mıdır biz onları büyüttüğümüzü zannederken?
Film 118 dakika..Ben nefes almadan, yerimden kıpırdamadan seyrettim... .
Tahminim epey bir Oskar toplayacağı yönünde...
Ama benim gönül Oskarımı aldı şimdiden..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder